28 Ağustos 2013 Çarşamba

Ölüm 20.nci karede bekliyordu...

1Mayıs 1989

Taksim'den Kasımpaşa'ya,

2 Kilometre, 35 Dakika, 20 Kare Fotoğraf

Ve Ölüm

1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamak, 1 Mayıs !977'de ölenleri anmak
istiyorlardı. Ancak Polis Fransız Konsolosluğu önünde barikat
kurmuş, İstiklal Caddesinden Taksim'e çıkışı kapatmıştı..
Galatasaray'dan yürüyüşe geçen göstericiler, İstiklal Caddesi
boyunca omuz omuza yürüyorlar, polis barikatını aşmakta kararlılar..
Sloganlar atarak İstiklal Caddesini geçen göstericiler, Fransız 
Konsolosluğu önündeki polis barikatını gördüler, ancak durmadılar.
Herkes nefesini tutmuş olacakları bekliyordu..


Sonunda göstericilerle polisler karşı karşıya geldiler, polis
şefleri megafonla anons yaparak dağılmalarını istiyorlardı..


Ancak kimsenin Taksim'e birkaç metre kala dönmeye niyeti yoktu,
inatla polis barikatının üzerine yürüdüler, çatışma kaçınılmazdı..
Taksim'e çıkışı engellemek için barikat kuran polisler,
üstlerine doğru gelen göstericilere beklenenden sert tepki gösterdiler..
Polislerin ellerindeki coplar her zamanki gibi lastik değildi,
sert ve uzun coplarla saldırdılar göstericilere..
Taksim'e yürüyen kalabalığın elinde hiç bir şey yoktu, ne bir taş 
ne de bir sopa. Acımasızca saldırdılar göstercilerin üzerine..
Ortalık karıştı, göstericilerin arasında kızlar da vardı, yerlere düşenler
ezilme tehlikesi atlatanlar oldu, coplar havada uçuşuyordu..
Ayakkabıları ayaklarından fırlamış, can havliyle yerden kalkıp
kaçmaya çalışıyorlardı, polis kaçanları coplamayı sürdürüyordu..
Kalabalık dağılmıştı ancak yere düşenleri ve kalkamayanları
toplamaya başladı polisler, yakaladıklarını sürükleyerek götürüyorlardı.
İstiklal Caddesinden kaçanlar, Tarlabaşı Bulvarına indiler,polis peşlerindeydi ve 
Karakoldan çıkan polisler havaya ateş ederek kalabalığı dağıtmaya çalışıylardı
Tepebaşı'nda polis araçlarının yolunu kesmek için çöp varillerini 
devirmeye başladılar, Akif Dalcı da o grubun içindeydi 
(Önde kahverengili gencin arkasındakiremit rengi tişörtlü genc Mehmet Akif Dalcı)
Tepebaşı'ndan Şişhane'ye gelen grup burada gördükleri bir 
polis aracına taşlarla saldırdı ve bir taş yağmuru başladı..


Taş yağmura altıda kalan polisler, araçları terkedip kaçmaya başladılar.


İşte tam bu sırada motosikletli bir trafik polisi, motosikletinden 
inip göstericileri dağıtmak için havaya ateş etmeye başladı.
Bu arada olay yerine karakol polisleri ve bekçiler rastgele Kasımpaşa
yönüne kaçan göstericilerin üzerine ateş açmaya başladılar..
İşte tam bu sırada bir grup sivil polis ortaya çıktı, onlar havaya falan
değil doğrudan göstericilerin üzerine ateş ediyorlardı..
Arkada elinde tabancasıyla uzaklaşan, ilk ateşi açan trafik polisiydi 
ve birkaç ay sonra silahlı bir saldırı sonucu öldürüldü..
Bu kurşun yağmurunun ardından, silahlar sustuğunda Şişhane'den Kasımpaşa'ya
inen yolun sonunda kanlar içinde bir genç yatıyordu. Başından vurulan genç, 
az önce Tepebaşı'nda çöp bidonlarını devirenlerin arasındaki 
Mehmet Akif Dalcı'ydı ve maalesef artık yaşamıyordu.


Hiç yorum yok :