2007 seçimlerinde bir dağ köyünde yaşadıklarımı bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçirdiğimde, Türkiye’nin şu günlerde yaşadıklarını daha iyi analiz edebiliyorum. Kahve, milletvekilleri ve köylülerle doluydu. Dışarıda yaşlı bir Yörük teyze, vekilin aracına yaklaştı ve resmine baktı, sonra diğer taraftaki başbakanın resminin olduğu yere döndü. Eliyle başbakanın resmini okşadı ve resmi öptü. 
Şaşırdım ve neden yaptığını sordum. Suratıma bile bakmadan “çocuklarım hastalandığında kışın yol kapalı olduğu için şehre götüremedim öldüler. Kızım doğum yaparken öldü. Okumak için çocuklarımı şehre yollayamadım. Ama şimdi Tayyip Erdoğan bütün yollarımızı asfalt yaptı. Hastane dibimizde, torunlar artık okuyor, ben bu adamı nasıl sevmeyeyim?” dedi.